Sevgili Sanatseverler,
Bugün size yine çok güzel bir tiyatro oyunundan bahsetmek istiyorum.
Oyunun adı “Çoğunlukla Bazen” Avustralyalı yazar Kendall Feaver’in 2018’de sahnelenmiş ödüllü ilk oyunu. Çevirisini Semih Değirmenci’nin yaptığı oyun Barış Gönenen’in başarılı yönetiminde, sahneleniyor.
Oyun gerek konusu , gerekse oyuncularının ve özellikle Anna’yı canlandıran Sena Kurdoğlu’nun muhteşem performanslarıyla hepimizi uzun süre etkisi altında bırakıyor.

Çoğunlukla Bazen, özellikle ülkemizde de son dönemde örneklerini sıkça gördüğümüz genç nüfusun antidepresanlar ile sürdürmeye çalıştıkları hayatlarına çok iyi dokunuyor. İlaç kullanmanın veya kullanmak istememenin yarattığı baskı’nın , yaşadığı çelişkilerinin hayatlarına olan etkilerini, ailelerinin yaklaşımı ve bakış açılarını, psikolojik desteğin bu durumda ne derece yardımcı olabileceğine mercek tutması açısından da önem taşıyor.
Oyunun konusuna gelince Anna (Sena Kurdoğlu) sekiz yaşındayken babasının ani ölümüyle ağır bir depresyon yaşar. Annesi Renée (Selen Uçer) kızının bu ani değişimiyle nasıl başa çıkacağını bilemez, Anna’yı ilaç ve psikoterapi desteği veren usta çocuk psikiyatristi Vivienne’e (İdil Yener) emanet eder fakat Anna 18 yaşına geldiğinde uzun süredir ilaç alan ve onlarsız kim olduğunu bilemeden yaşayan bir genç kızdır artık.
Hayatına ilk aşkı, iyimser, neşeli, “en azından ilk günlerde çok anlayışlı” Oliver (Ulaşcan Kutlu) girdiğinde çocukken yazmış olduğu hikâyeleri de bulur. Anna çocukluğuyla karşılaştığı bu hikayelerle doktorunun kapısını çalar. Aslında belki de bir dahi ve muhteşem bir yazar, ilaçlarla susturulmuştur. Artık bir yetişkindir ve ilaçsız yaşamanın ne demek olduğunu merak eder, çocukken yazdığı küçük hikayeleri de hayatının merkezine alan Anna iyice kontrolden çıkıp karanlık bir yola girer.
İlaçları bırakmanın sonucunda, Anna’nın hem kendisine hem etrafına nasıl zarar vereceğini, yeni ve büyük krizden nasıl bir çıkış yolu bulacağını, zaten pamuk ipliğine bağlı, kırılgan Ana-Kız ilişkisinin geleceği boyutu Oyunda Anne ( Renée ) rolüyle karşımıza çıkan Selen Uçer ve Anna karakteriyle hafızalarımıza kazınan oyuncuğuyla Sena Kurdoğdoğlu tarafından canlandırılıyor.

Aynı zamanda Anna karakterine çok başarılı bir yorum getiren; adeta yaşatan Sena Kurdoğlu’nun oyunun yapımcısı olduğunu da belirtmek isterim
Günümüz Anne-Kız ilişkilerine dair yaşanılan ortak sıkıntıların ve Anti depresan ilaçlarının bir genç kızın hayatını nasıl etkileyebileceğine dair bu kadar iyi anlatılan bir oyunu uzun zamandır izlememiştim.
Oyunu mutlaka seyretmenizi özellikle tavsiye ederim.
Sanatla kalın.
Nevin Zanona