Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrası enkaz altında kalan vatandaşları arama ve kurtarma çalışmaları devam ediyorken deprem korkusu toplumu tekrar etkisi altına aldı. Deprem Bölgesinde bizzat bulunmuşçasına yaşanan Stres belirtileri göstermeye başladık.
İnsan beyninde ‘Savaş ya da kaç’ tepkisi oluşuyor
Depremin beklenmedik ve ani bir olay olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Ayşegül Umay Deprem bilindiği üzere insan hayatını tehdit ediyor. Bunun gibi olaylar karşısında insan beyni ‘Savaş ya da kaç’ tepkisi veriyor. Tehlikeden kurtulmak için kalp atımı ve soluk alıp verme hızının artması, kas gerginliği, korku, şaşkınlık içinde olanlara inanamama hali, uyuşma hissi, terleme, titreme ve bulantı bulguları gösterirken, Tehdit ortadan kalktıktan sonra bu sefer de yaşanan sıkıntılı sürecin, insanın duygu, düşünce dünyasında baş edebilme sorununun ortaya çıkıyor dedi.
Deprem sonrası psikolojik tepkiler arasında korku, keder, suçluluk ve öfke gibi pek çok güçlü zihinsel ve duygusal durumlara rastlandığını belirten Uzmanlar, Devam eden süreçte uyku ve konsantrasyon sorunları ortaya çıkabilir. Yaşananlar zihinde sürekli olarak canlanabilir. Bunun nedeni de İnsanların büyük çoğunluğu, deprem deneyiminden önce dünyayı güvenli bir yer olarak kabul etmesi ve yakınlarındaki insanların birdenbire ölebileceği düşüncesini akıllarına getirmiyor oluşlarıdır. Bu sarsıcı bir travmayla karşılaşmamış olmalarından kaynaklanır. Bu güven, ömür boyunca yavaş yavaş inşa edildiğinden, ortaya çıkan ani değişime aynı hızla uyum gösterebilmek insan ruh sağlığı için çok zor olduğunu da ayrıca ifade etti.
“Deprem sonrası ortaya çıkan bu yeni gerçeklik, bilinçte birbiriyle zıt duygu durumları yaratır. Her zaman yapılması gereken, ilk yaraların sarılmasından sonra, yaşanan trajik olayın kabullenilmesi, yaşamın yeniden anlamlandırılması ve yaşamsal sorumluluklara kalınan yerden devam edilebilmesidir”
Bu öneriler travmayla mücadeleyi kolaylaştırıyor..
Travma sonrası stresin yol açabileceği dikkat sorunları sebebiyle kaza yapma olasılığı artmış olabileceğinden motorlu araç kullanma, yemek pişirme veya başka dikkat gereken aktivitelere bir süre ara verilebileceğine de dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Ayşegül Umay tavsiyelerini şöyle sıraladı:
– Dengeli beslenme, uyuyabilme ve beynin oksijen kaynağını arttırmayı hedefleyen hafif egzersizler, duygu durum düzelmesinde büyük önem taşıyor,
– Travma etkisiyle psikolojik durumda meydana gelen kaygıyı daha da arttıracak olan çay, kahve, kola ve sigara tüketimi kısıtlanmalı,
– Alkol ve uyuşturucu kullanımı ise kısa ve uzun vadede yeni sorunlara yol açabileceğinden bunlardan olabildiğince kaçınılmalı,
– Rahatlatıcı müzik dinleme, nefes egzersizleri ve gevşeme çalışmaları, anksiyete ve depresyonu hafifletmede başvurulabilecek yararlı yöntemlerdir.
– Günlük yaşam düzene koyulmalı. Yoğun ve rutin çalışma yaşamına dönülemese bile günlük aktivitelere küçük küçük başlamak yararlı olacaktır.
– Kendisinden daha zor durumdaki insanlara yardımcı olması önerilebilir. Bu durumda psikolojik olarak kişide rahatlama olacağını söylemek mümkün.
– Bir günlük tutmak, duygu ve düşünceleri dışa vurmak açısından önemlidir. Olay anına zihinsel geri dönüşler yaşamak ve uykuda kâbuslar görmek sık karşılaşılan durumlardandır ancak zamanla bu belirtiler de azalma görülecektir.
Bahsedilen yöntemlerin denenmesine rağmen kişi, iki haftayı geçen bir süreden sonra halâ çok yoğun korku ve keder yaşıyorsa, günlük yaşama geri dönmekte zorlanıyorsa, kendisine veya etrafa zarar verme riski taşıyorsa profesyonel destek alması fayda sağlayacaktır.
Birkaç haftada normal hayata dönülemiyorsa dikkat!
“Birkaç hafta içinde yeni duruma alışılıp hayata devam edilemezse, Akut Stres Bozukluğu ; sıkıntılı süreç, aylar ve bazen yıllar boyu devam ederse Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) adı verilen psikiyatrik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir” diyen Uzman Klinik Psikolog Ayşegül Umay “Travma Sonrası Stres Bozukluğu tablosunda, travmatik olayın zihinde ve rüyalarda canlanması, travmayı anımsatan uyaranlardan kaçınma, duygusal küntleşme, umutsuzluk, uyku bozuklukları, öfke ve huzursuzluk semptomlarına rastlanır. Akut Stres Bozukluğu için bu semptomların 1 aydan kısa, TSSB için 1 aydan daha uzun süre devam ediyor olması, sosyal yaşam, iş yaşamı ve diğer uğraşılarda ciddi bozulmalara yol açması kriterleri aranır” dedi.