“PARİS, İSTANBUL, NİCE” SANATÇININ 118. DOĞUM GÜNÜNDE SANATSEVERLERLE BULUŞUYOR.
İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, 1988 yılında aramızdan ayrılan ressam Zeki Faik İzer’in “Paris, İstanbul, Nice” başlıklı sergisini, sanatçının doğumunun 118’inci yılında sanatseverlerle buluşturuyor. Kübizmle başladığı sanat hayatına ilerleyen dönemlerde desenler ve soyut figürlerle devam eden İzer’in eserleri 15 Nisan’dan itibaren her gün Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz izlenebilir.
Düzensizliğine müzikalite ve ritim vermeyi çok iyi bilen, sanatını “Ritmi desende buldum: Bazen hareketli, bazen sükûnet içinde” sözleriyle tanımlayan Zeki Faik İzer eserleri hep coşku doludur. Resimlerinde içten gelen doğal bir kendiliğindenlik, neşe, dinamizm ve enerji hissedilir. Tuvallerindeki renkler, kıvrak fırça kullanımı ile oluşturulan lekeler ve dokular üst üste gelerek, resimde ifade edilmeye çalışılan düşünceyi ve duyguyu en üst seviyeye taşıyarak izleyene yansıtır.
Torunu Prof. Ayşegül İzer, sanatçıyı şöyle anlatıyor, “Doğayı olduğu gibi tasvir etmek yerine, sanatçı, duyguları ve iç dünyasını ortaya koymalı, gerçek olanın biçimini bozarak, kendi öznel duygularını ifade etmeye çalışmalı. Formüllerden ancak orta kaliteli sanat eseri çıkar. Fakat formüller, şaheser resimlerden çıkmıştır.”
Prof. Ayşegül İzer ile Emre Zeytinoğlu’nun birlikte hazırladığı sergi, çeşitli koleksiyonlardan ödünç alınan eserlerin yanı sıra, aile arşivinde bulunan ve ilk kez gün yüzüne çıkarak izleyici ile buluşacak Zeki Faik İzer yapıtlarından oluşuyor.
Kibele Sanat Galerisi, her gün 10.00 – 19.00 arasında ücretsiz ziyaret edilebilir. Grup rezervasyonları ve atölye çalışmaları için iletisim@issanat.com.tr adresine e-posta atabilirsiniz.
Sanatçı hakkında:
15 Nisan 1905’te İstanbul’da dünyaya gelen Zeki Faik İzer, ilköğrenimini Beykoz Ahmet Mithat Efendi Mektebi’nde tamamladı. İlk resim eğitimini aynı yıllarda Agâh Efendi’den aldı. 13 yaşında şiir yazmaya başladı, şiirleri İnsan ve Akbaba dergilerinde yayımlandı. Vefa Lisesi’ni bitirdikten sonra resim sanatına olan ilgisinin etkisiyle Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Güzel Sanatlar Akademisi) kayıt oldu. 1923-1928 yılları arasında Hikmet Onat ile İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. 1928’de Avrupa öğrenimi için açılan sınavı kazanarak Paris’te André Lhote Atölyesi’nde “teknik ve estetik bağlamda” dersler aldı.
Dünyaca ünlü oryantalist ressam olan Achille-Émile Othon Friesz’in atölyesinde gelişimini sürdürdü. Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda seramik ve fresk konusunda çalıştı; kendisini en başta bir ressam olarak gören Amerikalı fotoğraf sanatçısı Man Ray’in yanında artistik rötuş ve solarizasyon yöntemini öğrendi. Fotoğrafa olan yoğun ilgisi onun duygu ve düşüncelerini kamera aracılığıyla iletmesine yardımcı oldu; insan odaklı pek çok fotoğraf çekti ve sergiledi. İstanbul’a döndüğünde Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Resim İş Bölümü’ne öğretmen olarak atandı.
1933’te kendisi gibi yurtdışında eğitim gören genç sanatçı arkadaşlarından Elif Naci, Nurullah Berk ve Zühtü Müritoğlu gibi isimlerle birlikte sanatlarını toplumla paylaşmak amacıyla “D Grubu”nu kurdu, ancak fikir ayrılıkları nedeniyle 1947 yılında gruptan ayrıldı. Yaşamı boyunca sayısız sergi açan, ulusal ve uluslararası ödüllerle sanatını taçlandıran İzer, 1984 yılında İstanbul’a döndü, 4 yıl sonra ise hayatını kaybetti.