Resim ve heykel sanatçısı Adviye Bal’ın “Zamansız/Timeless” sergisi, Red Rouge Art Galeri’nin açılış kapsamındaki sergilerinden biri olarak Red Rouge Art Galeri’de sergileniyor.
Atatürk Üniversitesi Coğrafya Bölümü ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan Sanatçı, bugüne kadar yirminin üzerinde kişisel sergiye imza atmış, Almanya, Rusya ve Japonya’da, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ellinin üzerinde karma sergiye katılmış, birçok uluslararası sanat fuarında yer almıştır
Kendisi ile Sanat yolculuğu ve Zamansız sergisi ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Değerli Adviye Bal Öncelikle sanat yolculuğunuzdan ve yeni kişisel serginiz “Zamansız/Timeless” serginizin temasından bahsedebilir misiniz?
Ressam olmak istediğimi çok erken tespit ettim ve aile, ülke koşulları beni nasıl etkilerse etkilesin yönümü hep sanata çevirdim. İlk kişisel sergimi 16 yaşında açtım ve bu hiç kesintiye uğramadan bu güne değin devam etti. İlk yükseköğrenimimi coğrafya alanında yaptım, resim bölümünü daha sonra bitirdim. Sanatçı olmak hayatın dayatmalarına direnç gösterebilme iradesi ile yakından ilgili.
Çok aktif bir düşünce dünyam var. Durmadan soru sorar ve cevap ararım. Son birkaç yıldır sınırlı duyu organlarımızla algıladıklarımızın kozmik gerçeklerle uyuşmadığı ve maddi dünya ile ilişkimizin algılarla şekillenmesi sonucu hayatta yeterince derinleşemediğimiz fikri; zihnimi çok meşgul ediyor. Zaman kavramı da bu çerçevede sorgu alanıma girdi.
“Zamansız/Timeless” nasıl bir anlam taşıyor ve bu ismi seçme süreciniz nasıl gelişti?
Zaman içinde bulunduğumuz boyutta “an”ların ardışık sıralaması lineer bir akış gösteren hayatlarımızı düzenlemek için birimlendirdiğimiz mutlak bir olgu. Ancak hiçlikte yani maddenin, öznenin, nesnenin, başlangıç noktasının olmadığı bir yerde “şimdi” yoktur, “şimdi” yoksa akışın diğer bileşenleri öncesi (geçmiş) ve sonrası (gelecek) olamaz. O halde biz ve bizim içinde bulunduğumuz maddi dünya yoksa zaman da yoktur. Serginin ana fikri bu çıkarımla şekillendi. Bunun idrakine varan bir insanın hayata bakışının değişeceğini düşünüyorum.
Serginiz tablolardan ve heykellerden oluşuyor. Heykel ve resim sanatını bir araya getiren eserlerinizde, bu iki farklı disiplini nasıl dengelediğinizi düşünüyorsunuz?
Resim ve heykel plastik sanatların ana ögeleri. Çalışma, yöntem ve malzemeleri çok farklı, ancak çıkış noktanız ve eserin içine yerleştirmek istediğiniz anlam aynı ise bu farklılık etkisini yitiriyor hatta bir zenginliğe dönüşüyor. Ben de bunu sanatımdaki ifade biçimlerini zenginleştirmesi açısından vazgeçilmez buluyorum.
Serginin ilgi çekici bir alanı da kozmos odası. Bu mekânın serginizdeki rolü nedir?
İçinde olduğumuz maddi gerçekliğin çok ötesinde başka boyutlarının ve yaşam formlarının var olup olmadığı sorusuna duyularımızın sınırlı potansiyeli ve şartlanmışlıklarımızla yaklaşırsak; sağlıklı bir sonuca varamayız. Kozmos odası, bu devasa yapının içinde insanın ne kadar küçük, aciz aynı zamanda özel olduğunun altını çizen eserlerden oluşuyor. Sergimdeki işlevi, büyük bir bütünün parçası olduğumuz Dünya’da geçirdiğimiz kısacık sürede kaygılarımızın ne kadar anlamsız olduğu duygusunu insanlara hissettirmek.
Zamansızlık kavramının, günlük hayatınızda ve sanatınızda sizin için ne ifade ettiğini anlatır mısınız?
Bu Dünya’da zamanın lineer akışını ve hayatımızın bu akış içerisinde kısa bir dönem var olduğunu mutlak bir gerçeklik olarak kabul ediyorum. Ama zaman da dahil bize mutlak gelen hiçbir şeyin (Büyük patlama öncesi hiçlik ortamında) olmadığı fikri; mutlak zaman, mutlak mekan, mutlak olgu kavramlarını da anlamsızlaştırıyor.
Bu sergi, günlük hayattaki zamanı verimli kullanma kaygısının dışında varoluşumuza daha farklı perspektiflerden bakma gerekliliğini hatırlatan bir özelliğe sahip.
İlk eserlerinizden günümüze kadar olan süreçte neler değişti? Başlangıçtaki sanat anlayışınızdan bugüne kadar yaşanan gelişim ve değişimlerden kısaca bahseder misiniz?
Sanat serüvenim çok erken başladı ve sanatçı gibi kendimi bulma süreci yaşadım. Bu süreçten sonra sanat hayatımı üç bölüme ayırıyorum. Birinci bölümde kendimi, yaşadıklarımı sembolik bir dille anlatma kaygısı ile sürrealizm etkili oldu. Kafamı kaldırıp etrafıma bakınca insanlığın içindeki durumu görüp kendimle uğraşmanın anlamsızlığını kavradım ve insanı merkeze alan kompozisyonlar girdi tuvalime. Üçüncü dönemde ise insanın da içinde bulunduğu evren ile ilgili varoluşsal sorular etkili. Özellikle “sorular” diyorum. Çünkü cevap bulma işini fizikçi ve filozoflara bırakıyorum.
Yaratıcı süreçlerinizde en çok hangi aşamada ilham alırsınız?
İlham geldikten sonra atölyeme gidip çalışmam. Atölyeme girip çalışmaya başladıktan sonra süreç içerisinde anlatım yöntemim düşünce dünyamla etkileşime girer. Yani sanatım devrimsel değil, evrimsel bir gelişme gösterir. Evet sürekli bir devinim var ama bu zamana yayılmış, denemelerin çok olduğu, hazmedilmiş ve bana göre çözümlenmiş bir değişim yolculuğudur.
Düşünce dünyamı tetikleyen, etkileyen her şey belirli oranlarda tuvalime yansıyor. Önemli olan bu yansımayı, birçok paradigmayı dengeleyerek en etkili ve tatmin edici hale getirebilmek. Bunun için de ilhamın gelmesini bekleyemeyecek karar sabırsızım. Gerçek ilham kaynağı ne yaptığınızın ve yapmak istediğinizin bilincinde ve donanımında olmaktır diyorum.
Sanatınızda izleyicilerle etkileşim kurmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok önemsiyorum. Ama izleyicinin benden çok eserlerimle bağ kurması beni mutlu eder. Eserlerimi izleyicilerin beğenisine sunarken kendini devre dışı bırakarak eserin ismi üzerinden anlamlandırma yaptığına tanık oldum. Bu nedenle eserlerime isim koymuyorum. Her insan her eserimde kendinden bir parça bulsun.
Sanat dünyasında gelecek projeleriniz veya hedefleriniz nelerdir?
Daha çok insana dokunmak, ulaşmak ve duygu dünyasında dönüşüm yaratmak. Bunun için de bir çok proje var. Hazırlıklar devam ediyor.
“Zamansız/Timeless” serginizin izleyicilere bırakmak istediği kalıcı bir etki var mı?
Maddesel varlığımızın önemli, ancak kozmos içinde bir zerre olduğumuzun altını çizmek, bu dünyada geçirdiğimiz sürenin günlük hayatımızdaki önemsiz kaygılarla heba edilmesinin anlamsızlığını duyumsatmak.
Sayın Bal öncelikle bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, Başarılarınızın devamını diliyoruz.
Değerli Okuyucularımız, Adviye Bal’ın “Zamansız/Timeless” sergisini, Red Rouge Art’da 02-23 Mart 2024 tarihleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Röportaj: Nevin Zanona